
Üsküdar sabahları başka olurdu. Boğaz’ın üzerinden gelen iyot kokusu, martıların çığlıkları ve vapur düdükleri şehrin ruhuna işlerdi. 22 yaşındaki Melis, sabahın ilk ışıklarında Kız Kulesi’ne karşı otururken bunu en iyi bilenlerdendi. Kaldırım taşları soğuktu, ama geceden kalma yorgunluğu daha ağırdı.
Melis, çocuk yaşta hayal kurmayı bırakmak zorunda kalmıştı. Ailesiyle yaşadığı Zonguldak’tan İstanbul’a geldiğinde sadece 17 yaşındaydı. “İş bulacağım, ayakta duracağım,” diye düşünüyordu. Ama şehir onun için kolay açılmadı. İlk kaldığı evde tacize uğradı, sonra sokaklar tanıdık oldu. Bir gün, bir kadının “Senin gibi güzel bir kız aç kalmaz,” demesiyle, hayatın başka bir yönüne sürüklendi.
O günden sonra geceler onun mesai saatleri oldu. Üsküdar escort arka sokaklarında görünmeyen bir dünyanın içindeydi artık. Ne devlet onu görüyordu, ne toplum. Melis ise kendini görmemeye alışmıştı. Makyajın ardına sakladığı yorgunluğu, gülümsemelerin ardına gizlediği çaresizliği kimse fark etmiyordu.
Her gece, Salacak sahiline gelir, sessizce otururdu. Boğaz’ın akıntısına bakarken sanki kendi hayatı da aynı hızla geçip gidiyordu. Bazen dua eder gibi konuşurdu:
“Bir gün buradan başka bir Melis olarak geçeceğim. Geceleri değil, sabahları yaşayacağım.”
Bir sabah, Haydarpaşa yakınlarında bir kadın dayanışma merkezi afişi ilişti gözüne. “Kadınlar için ücretsiz psikolojik destek ve barınma imkanı,” yazıyordu. İlk başta inanmamıştı. Ama sonra gitti. Kapıdan girerken titriyordu; utançtan mı korkudan mı, kendisi de bilmiyordu. Orada onu seks dinleyen insanlar, onu değiştirmeye çalışmayan ama destekleyen kadınlar vardı.
Aylar geçti. Melis, derneğin desteğiyle bir pastanede işe başladı. Sabahları erken kalkıyor, gün batımına kadar çalışıyor. Yorgun ama huzurlu. Artık geceleri vip yürümüyor sokaklarda, evinde kitap okuyor ya da çiçeklerine su veriyor.
Geçmişi hâlâ bazen kapısını çalıyor, ama artık o kapıyı açmak zorunda hissetmiyor kendini. Çünkü yeni bir hayat kurdu, adım adım, sessizce, sabırla.
Bir yanıt yazın