
Üsküdar escort, sabahın ilk ışıklarıyla uyanırken, dar sokakların içinden sessizce yürüyen bir kadın vardı: Sevda. Adının anlamı “aşk”tı belki ama onun milf hayatında aşka yer olmamıştı. 25 yaşındaydı. Boğaz’ın kıyısında, Kız Kulesi’ne en yakın banklardan birinde oturup yorgun gözlerle karşı kıyıya bakarken, içinden hep aynı cümle geçiyordu:
“Buraya ait miyim, yoksa buraya mahkûm muyum?”
Sevda, Diyarbakır’da doğmuştu. Yoksulluk, aile içi şiddet, küçük yaşta bırakmak zorunda kaldığı okul… Tüm bunlar onun kaderini İstanbul’a taşımıştı. 18’ine basmadan soluğu Üsküdar escort aldı, çünkü televizyonda götten gördüğü İstanbul, hayallerin şehriydi. Ama gerçek bambaşkaydı. Ne yardım edecek bir akrabası vardı, ne de sırtını dayayabileceği biri. Birkaç gün sokaklarda yattıktan sonra tanıştığı bir kadın ona kalacak yer ve para teklif etti. Bedeli, sessiz kalmak oldu.
İlk gecesini Doğancılar yokuşunun başındaki küçük bir otel odasında geçirdi. Aynaya uzun süre bakamamıştı. Ama zamanla her şey sıradanlaştı. Müşteriler, para, gece… ve sabah olduğunda evine dönüp görünmez biri gibi yaşamak.
Üsküdar’ın sessizliği bazen ona iyi gelirdi. Özellikle yağmurlu günlerde. Yağmur yağarken insanlar daha az dikkat ederdi birbirine. O da yağmuru bu yüzden severdi: Gizlenmek daha kolaydı.
Bir gün, Altunizade taraflarında yürürken bir belediye afişi dikkatini çekti. Kadınlar için meslek kursları, barınma desteği ve psikolojik danışmanlık. Aklı karıştı. Başvurmaya cesaret ettiğinde elleri titriyordu. Ama orada onu küçümseyen kimse olmadı. Hikâyesi dinlendi, saygıyla. İlk defa bir kurum onu “insan” gibi hissettirmişti.
Aylar geçti. Sevda şimdi Ünalan’daki bir kreşte temizlik görevlisi olarak çalışıyor. Az kazanıyor ama alnının teriyle. Akşamları eve gittiğinde yorgun ama huzurlu. Artık geceleri sokağa çıkmak zorunda değil. Kirasını ödeyebiliyor, kendi yemeğini yapabiliyor.
Bir yanıt yazın