
Ümraniye escort dar sokaklarında gece sessizliği çökmüştü. Sokak lambalarının solgun ışıkları, yağmurla parlayan kaldırımları titrek bir şekilde aydınlatıyordu. İşte o saatlerde, genç bir kadın adımlarını yavaş yavaş atıyordu: adı Melisa’ydı. Henüz yirmi dört yaşında olmasına rağmen gözlerinde derin bir yorgunluk okunuyordu.
Melisa’nın çocukluğu, yokluğun gölgesinde geçmişti. Babası küçük yaşta onları bırakıp gitmişti. Annesi temizlik işlerinde çalışarak evin seksi geçimini sağlamaya çalışsa da yıllar içinde ağır bir hastalığa yakalandı. Melisa okulunu yarıda bırakmak zorunda kaldı; önce pazarlarda limon sattı, sonra kafelerde çalıştı. Ama kazandığı para ilaçlara ve kiraya yetmiyordu. Çaresizlik, onu istemediği bir hayata sürükledi.
Kaldığı ev, Ümraniye sert seven escort kenar mahallelerinde, rutubet kokan küçücük bir odaydı. Tavanı yağmurda akıyor, kışın soğuk rüzgâr içeri sızıyordu. Yine de burası, günün sonunda sığındığı tek yerdi. Her gece yatağına uzandığında küçük defterine yazılar yazardı:
“Bir gün bu hayattan kurtulacağım. Yeni bir hayat kuracağım.”
Melisa’nın en çok huzur bulduğu anlar, Ümraniye escort çarşısında kalabalığı izlediği zamanlardı. İnsanların ellerinde torbalarla koşuşturması, çocukların neşeyle koşturması ona farklı bir dünya hayal ettirirdi. Kendi oral hayatını unutup bir başkasının yerine koyardı kendini. Ama bu anlar hep kısa sürerdi. Kalabalığın arasında ona yöneltilen küçümseyici bakışlar, fısıldaşmalar kalbine ağır bir yük bırakırdı.
Yine de Melisa pes etmiyordu. Her sabah aynanın karşısına geçip yüzüne bakar, içinden şu sözleri tekrarlardı:
“Ne olursa olsun, ben güçlü duracağım. Bir gün bu hayat değişecek.”
Bir akşamüstü ince bir yağmur başlamıştı. Melisa, çarşıdan aldığı küçük bir ekmekle evine dönüyordu. Saçları sırılsıklam olmuş, montu su çekmişti. Yorulmuştu ama bir sokak lambasının altında durup derin bir nefes aldı. İçinden geçenleri mırıldanarak söyledi:
Bir yanıt yazın