
Elif, 23 yaşında, çocukluğunu yoksullukla, gençliğini ise hayatta kalma mücadelesiyle geçirmiş bir kadındı. Memleketi Kırıkkale’den İstanbul’a, daha doğrusu Tuzla escort gelişi pek de hayal ettiği gibi olmamıştı. Ailesi onu küçük yaşta evlendirmeye kalkınca evden kaçmış, çantasına birkaç eskort parça eşya koyup kendini Tuzla escort atmıştı.
İlk haftalarda birkaç geceyi sahilde banklarda, bazen de gece açık kalan kafelerin arka köşelerinde geçirdi. Sonra bir gün, tren garının orada tanıştığı başka bir kadın ona kalacak yer ayarladı. Bu, Elif’in “o dünyaya” ilk adımını atmasıydı. O kadın ona para kazanmanın “kolay” bir yolunu anlattı. Elif önce karşı çıktı ama karnı aç, cebinde para yoktu. Bir sabah kendini Tuzla sahilinde, geceden kalan yorgun bir bedenle, başı önünde yürürken buldu.
Zamanla yüzüne bir maske oturdu. İnsanlara sahte gülümsemelerle yaklaşıyor, ama içinden cimcif her gün biraz daha eksiliyordu. Kimse onun ne yaşadığını bilmiyordu; sadece yargılıyorlardı. Her gece, Tuzla escort tenha sokaklarında “müşteri” beklerken hayal ettiği hayat bambaşkaydı: Sıcak bir ev, bir masa, üstünde çorba tenceresi, belki bir kitap, belki biraz huzur…
Elif bazı geceler sahilde sabahı ediyordu. Deniz, ona göre hep bir kaçıştı. Dalgaların sesi, onu çocukken annesinin dizine başını koyduğu zamanlara götürüyordu. Ama sonra gerçekler geliyordu: Para kazanmalıydı. Çünkü kaldığı pansiyonun kirası, yemek, sokaklar… Hepsi bedeldi.
Bir gün, çalıştığı caddede bir sosyal hizmet görevlisi ona kart verdi. “Kadın dayanışma evi” yazıyordu üstünde. Elif önce ciddiye almadı ama birkaç gün sonra oraya gitti. Utanarak, çekinerek… Yargılanmadan konuşabildiği, sıcak çay ikram edilen bir yerdi.
O günden sonra Elif’in hayatı seks tamamen değişmedi, ama artık yalnız değildi. Kendine bir oda buldu. Belki geçmişi silemezdi ama geleceği yazabilirdi.
Tuzla hâlâ soğuk, hâlâ zor bir yerdi. Ama Elif artık sabah güneşine başka bir gözle bakıyordu. Kendi gücünü fark etmişti. Ve bu, onun için yeni bir başlangıçtı.
Bir yanıt yazın