
Kartal escort kalabalık meydanında insanlar sabah vapuruna yetişmek için koşuşturuyordu. O kalabalığın içinde, yirmi iki yaşındaki Zehra, yavaş ama kararlı oral seven adımlarla yürüyordu. Onun için her gün aynıydı: Zorluklarla dolu, umutla umutsuzluk arasında gidip gelen bir hayat mücadelesi.
Zehra, küçük yaşta babasını kaybetmiş, annesiyle birlikte ayakta kalmaya çalışmıştı. Lise ikinci sınıfta okulu bırakmak zorunda kalmış, çalışmaya başlamıştı. Önce bir fırında, sonra da bir tekstil atölyesinde iş bulmuştu. Ama ne kadar çalışırsa çalışsın, aldığı para yetmiyordu. Çünkü hem evin kirası hem faturalar hem de annesinin sağlık masrafları vardı.
Kartal dar sokaklarındaki eski bir apartman dairesinde yaşıyorlardı. Ev rutubet kokuyor, kışın pencerelerden soğuk içeri giriyordu. Yine de Zehra, annesini ağzına alan mutlu etmeye çalışıyordu. Ne kadar yorulsa da eve girdiğinde yüzünde bir gülümseme belirmeye çalışıyor, annesinin “Kızım sen benim gururumsun.” sözleriyle bütün yorgunluğunu unutuyordu.
Her sabah işten önce kısa bir süreliğine Kartal milf escort sahiline uğramayı alışkanlık haline getirmişti. Deniz dalgalarının sesini dinlemek, ona biraz güç veriyordu. “Dalgalar bile kayalara çarpa çarpa yolunu buluyorsa, ben de bulurum.” diye düşünürdü. O anlarda hayallerini hatırlardı. Küçükken hep bir kuaför olmak istemişti. Saç örgülerinde çok yetenekliydi. Belki bir gün kendi küçük kuaför dükkânını açabilirdi.
Ama gerçekler hayallerden daha ağırdı. Tekstil atölyesinde uzun saatler çalışıyor, çoğu kondom zaman öğle yemeğine bile para ayıramıyordu. Eve dönerken marketlerin vitrinlerine bakıyor ama içeri girmeye cesaret edemiyordu. Çoğu zaman annesiyle sadece makarna ve ekmekle karın doyuruyorlardı.
Bir gün çalıştığı yerde ustası ona, “Senin elin çok yatkın, biraz eğitim alsan bu işi büyütebilirsin.” dedi. Zehra o an uzun zamandır hissetmediği bir mutluluk yaşadı. Çünkü içten içe biliyordu: Onu ayakta tutan tek şey, hayallerini tamamen kaybetmemekti.
Bir yanıt yazın